tel tel tel
Kur'an-ı Kerim'den
(Kendilerine bir nezir) peygamber (gelirse, herhangi bir milletten daha çok sırat-ı müstakimde olacaklarına dair bütün güçleriyle Ellah'a yemin etmişlerdi. Vakta ki; onlara nezir) Hazret-i Muhammed (asm) (gelince, bu, onların haktan uzaklaşmalarından başka bir şeyi arttırmadı.
(Fatır, 35/42)
Hadîs-i Şeriflerden
Yöneticilerin en kötüsü, merhametsiz, zalim ve katı kalpli olanlardır.
(Müslim İmare 23)
Dualardan
Ya İlâhî! Ehl-i îmânın bütün hastalarına âcil şifâlar, dertlerine devâlar, yolcularına selâmetler, burçlularına borç elemînden kurtulmalar, ticâretle iştigàl edenlerine doğruluk ve emînlik tevfîk eyle.
(Hacı Hulusi Bey)
Vecîze
Mal sahibi zannettiğin esbab, mal sahibi değillerdir. Asıl mal sahibi, onların arkasında iş gören kudret-i ezeliyedir.
Mesnevî-i Nuriye

EN SEVİNÇLİ GÜN

05.06.2020

#CumaDersi

 

اَلَّذ۪ى خَلَقَ الْمَوْتَ وَالْحَيٰوةَ لِيَبْلُوَكُمْ اَيُّكُمْ اَحْسَنُ عَمَلًا وَهُوَ الْعَز۪يزُ الْغَفُورُ

 

Aziz Kardeşlerim!

Okuduğum âyet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor:

“(O âlemlerin Rabbi ki; hanginizin amelce daha güzel olduğunu imtihan için ölümü ve hayatı yarattı.  O, Aziz’dir.) Emrinde gâlibtir. İntikamı şiddetlidir. Hiçbir suçlu, O’nun kahr pençesinden kendisini kurtaramaz ve (O, çok mağfiret edicidir.) Kusurlarını bilen, tevbekâr olan kullarını afv ve mağfiret eder.”[1]

Bu ayet-i kerimenin ifadesiyle Cenab-ı Hak, evvela ölümü halketmiş, daha sonra hayatı yaratmış ve ölümü, hayatın başına musallat eylemiştir. Cenab-ı Hak, kıyamet gününde Mahkeme-i Kübra’da bütün âlemin huzurunda ölümü bir koç suretinde getirir ve mahşer meydanında bulunanlara: “Bugün sizin intikamınızı ölümden alacağım.” der ve ardından meleklerine: “Bunu kesin!” diye emreder. Melekler de bu emr-i İlahiye imtisal edip o koçu keserler. Bütün mevcudat, o gün bu manzarayı seyreder ve ölümden kurtuldukları, ebedi bir hayata mazhar oldukları için sevinirler. Artık bundan sonra ehl-i Cennet’e ölüm olmayacağı gibi; ehl-i Cehennem’e de ölüm yoktur. Ehl-i Cennet, Cennet’te ebedi kalacakları gibi; ehl-i Cehennem de Cehennem’de ebedi kalacaklardır.

Ehl-i Cennet’in en sevinçli günü, işte o gündür. Zîrâ ehl-i Cennet, o an “Elhamdülillâh, ölümden kurtulduk. Artık ölüm yok” derler. Çünkü, o eceldi, herkese musallat olmuştu, bütün dünyâ onunla başa çıkamamıştı, herkesi mağlub etmişti. Hàlık-ı Âlem, o gün ölümü kesmekle onları mesrûr eder. Hem ölümü boğazlama emri verildikten sonra, ehl-i Cehennem de çok hasret çeker. “Eyvah! Daha ölüm yoktur. Ebedî Cehennem’de kalacağız.” derler ve çok üzülürler.  

Demek ölüm, adem değil, idam değil, hiçlik değil, yeni bir hayatın başlangıcıdır. Ölüm, Alem-i Misal’de bir koç veya bir arslan suretinde temessül ettiği gibi; kıyamet gününde dahi mücessem bir koç suretini alır. Cenab-ı Hak, bütün mevcudat-ı alemi ölüme mağlub etmiş. Ölüme: “Ben bütün aleme karşı seni gâlip ederim. Ancak sonunda bütün alemin intikamını senden alırım.” diye vaad buyurmuştur. İşte kıyamet gününde ölümü bir koç suretinde getirip başını kesmekle, bütün mevcudatın intikamını ondan alır, artık ölüm bir daha dirilmez. 

Bütün insanların en fazla zevk aldığı gün, ölümün başının kesildiği gündür. O kesildiği anda âlem rahat ediyor, herkes huzura kavuşuyor. Bütün mevcudat: “Ya Rab! Şükür intikamımızı ondan aldın.” derler. Ehl-i imanın cemalullah ile müşerref olmaktan sonra en fazla mesud olduğu gün, ölümün bir koç suretinde başının kesildiği gündür.

İnsanın şifası, düşmanının kahrındadır. İnsan, düşmanının elinden kurtulsa, ne kadar sevinir? İşte ölümün bir koç suretinde kesilmesiyle yer, gök ve içindekiler;  “Ölümün elinden kurtulduk.” diye o gün bayram yaparlar. Cenab-ı Hak, yeri, göğü ve içindekileri haşir meydanına davet eder. “Gelin, en büyük düşmanınız olan ölümden  intikamınızın nasıl alındığını seyredin.” der. Bu hitabı duyunca ve ölümden kurtulduklarını görünce, âlem birden feraha kavuşur. Ehl-i iman için rü’yet-i cemalullahdan sonra en büyük sevinç ve en büyük müjde ölümden kurtulmaktır. İşte o gün Cenab-ı Hak, bütün mevcudat-ı alemin aldığı lezzetin fevkinde kendisine mahsus hadsiz bir lezzet alır, tabiri caiz ise onların ferahlanmasıyla ferahlanır.[2]

 


[1] Mülk, 67:2.

[2] Semendel Yayınlarından “Rahman Suresinin Tefsiri” ve “24. Mektub ve Şerhi” adlı eserlerden alınmıştır.

 

Bu yazi 3186 defa gösterilmiştir.

Yorum yapabilirsiniz :

İsim
Eposta ( Sitede görünmeyecek )
Yorum
Doğrulama Kodu
Gönder

Yorumlar :

Henüz yorum yapılmamış.

Muhammed Doğan'ın (Molla Muhammed el-Mûşî el-Kersî) beyanatları Nurmend.com sitesinden başka bir platformda yayınlanmamaktadır. © 2014-2025 | Her hakkı saklıdır. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Nurmend - Şerhmend
0.226 sn. deSen
↑ Yukarı