tel tel tel
Kur'an-ı Kerim'den
(Şüphesiz biz, kâfirler için zincirler ve demir halkalar ve alevlendirilmiş bir ateş hazırladık.) Onlar, kıyamette elleri boyunlarına demir zincirler ile bağlanarak Cehennem ateşine sevk edileceklerdir. Orada ebediyyen azab göreceklerdir. İşte küfrün cezası, böyle ebedi Cehennem’dir ve bu ceza, ayn-ı adalettir.
(İnsan, 76/4)
Hadîs-i Şeriflerden
Ellah, gündüz günah işleyen kimsenin tevbesini kabul etmek için geceleyin rahmet elini açarak tevbeleri kabul eder. Gece günah işleyen kimsenin tevbesini kabul etmek için gündüz rahmet elini açarak günahları bağışlar. Güneş battığı yerden doğuncaya kadar (yani kıyamete) kadar bu böylece devam eder gider.
(Müslim, tevbe 31)
Dualardan
Cenab-ı Hak, ehl-i imanı ve Risale-i Nur şakirdlerini böylelerin şerrinden muhafaza eylesin, âmîn.
(Kastamonu Lahikası)
Vecîze
Kanaat eden, iktisad eder; iktisad eden, bereket bulur.
Mektûbat

İki Mühim Düstûr

29.07.2019

Azîz kardeşlerim, Kur’an hizmetinde müstakîm arkadaşlarım!

 

İki mühim düsturu beyân etmekte fâide mülâhaza ediyorum:

Birinci Düstûr: Her türlü şaşaadan, riyadan, fahrdan, ucubdan uzak kalmamız hususunda, Kur’ân-ı Hakîm, Ehâdîs-i Nebeviye ve bu asırda Kur’ân’ın ma‘nevî bir tefsiri olan Risâle-i Nûr’un kesin emirleri var. İhlâs, üssü’l-esasdır. Bir zerre ihlaslı amel, batmanlarla halis olmayana müreccahdır.

Bundan böyle bu dürûs-u Kur’aniyenin etrafında toplanan kardeşlerimiz, şaşaadan, sûrî toplantılardan, kalabalıklardan kendilerini korumalıdırlar. Çünkü riya ihtimali kavîdir. Herkes, kendi nefsini muhatab kabûl ederek yanındaki bir iki arkadaşla samîmî bir sûrette ders yapmaya çalışsın. “Sırren tenevveret” düsturuna riáyet etsin. Dâimâ gizli, tedbirli, şaşaadan uzak bir tarzda çalışmak lazımdır. Sırren tenevveret dediğimiz zaman, emniyetten, polisten gizli çalışmak demek istemiyorum. Yani her türlü şaşaalı şeylerden kendimizi korumamızı kasd ediyorum.

İkinci Düstûr: Üstâd Bedîüzzaman (ra) Hazretleri’nin ifadesiyle; Eûzu billahi mine’ş-şeytani ve’s-siyaseti deyip siyasetten şiddetle ictinâb etmek; dâhilde-haricte, müsbet-menfi ne kadar cereyan varsa, hepsinden uzak durmak; mümkün olduğu kadar, siyasî partilerin ve cereyanların lehlerinde veya aleyhlerinde konuşmamak; Kur’anî derslerimizle meşgul olup kendi mesleğimizin muhabbetiyle hareket etmek, başkalarının meslekleriyle meşgul olmamak -ki; bu, müsbet hareket diye ta‘rîf edilir.-bu zamanda lâzım ve elzemdir. Zîrâ her bir siyasî partinin ve cereyanın içinde Müslüman kardeşlerimiz bulunabilir.

Hulâsa: İki düstûr-u hakikatimiz var.

Biri: Sırren tenevveret düsturudur.

Diğeri: Bugünkü siyasetten kaçmaktır.

Bu zamanda bu iki düstura riayet etmek, lâzım ve elzemdir.

 

Molla Muhammed el-Mûşî el-Kersî

 

Bu yazi 2851 defa gösterilmiştir.

Yorum yapabilirsiniz :

İsim
Eposta ( Sitede görünmeyecek )
Yorum
Doğrulama Kodu
Gönder

Yorumlar :

Henüz yorum yapılmamış.

Muhammed Doğan'ın (Molla Muhammed el-Mûşî el-Kersî) beyanatları Nurmend.com sitesinden başka bir platformda yayınlanmamaktadır. © 2014-2025 | Her hakkı saklıdır. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Nurmend - Şerhmend
0.219 sn. deSen
↑ Yukarı