tel tel tel
Kur'an-ı Kerim'den
(Kendilerine bir nezir) peygamber (gelirse, herhangi bir milletten daha çok sırat-ı müstakimde olacaklarına dair bütün güçleriyle Ellah'a yemin etmişlerdi. Vakta ki; onlara nezir) Hazret-i Muhammed (asm) (gelince, bu, onların haktan uzaklaşmalarından başka bir şeyi arttırmadı.
(Fatır, 35/42)
Hadîs-i Şeriflerden
Yöneticilerin en kötüsü, merhametsiz, zalim ve katı kalpli olanlardır.
(Müslim İmare 23)
Dualardan
Ya İlâhî! Ehl-i îmânın bütün hastalarına âcil şifâlar, dertlerine devâlar, yolcularına selâmetler, burçlularına borç elemînden kurtulmalar, ticâretle iştigàl edenlerine doğruluk ve emînlik tevfîk eyle.
(Hacı Hulusi Bey)
Vecîze
Mal sahibi zannettiğin esbab, mal sahibi değillerdir. Asıl mal sahibi, onların arkasında iş gören kudret-i ezeliyedir.
Mesnevî-i Nuriye

DUANIZ OLMASA, NE EHEMMİYETİNİZ VAR

05.05.2017

قُلْ مَا يَعْبَؤُ۬ا بِكُمْ رَبّ۪ي لَوْلَا دُعَٓاؤُ۬كُمْۚ

       Değerli Mü’minler!

     Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “(Resûlüm!) De ki: Duanız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin?”

       Kardeşlerim!

     İnsan, nihayetsiz acziyle nihayetsiz beliyyata maruz ve hadsiz a'danın hücumuna mübtela ve nihayetsiz fakrıyla beraber nihayetsiz hacata giriftar ve nihayetsiz metalibe muhtaç olduğundan, vazife-i asliye-i fıtriyesi, imandan sonra "dua"dır. Dua ise, esas-ı ubudiyettir. Nasıl bir çocuk, eli yetişmediği bir meramını, bir arzusunu elde etmek için, ya ağlar, ya ister. Yani ya fiilî, ya kavlî lisan-ı acziyle bir dua eder. Maksuduna muvaffak olur. Öyle de: İnsan bütün zîhayat âlemi içinde nazik, nazenin, nazdar bir çocuk hükmündedir. Rahmanürrahîm'in dergâhında; ya za'f u acziyle ağlamak veya fakr u ihtiyacıyla dua etmek gerektir. Tâ ki, makasıdı ona müsahhar olsun veya teshirin şükrünü eda etsin. Yoksa bir sinekten vaveylâ eden ahmak ve haylaz bir çocuk gibi; ben kuvvetimle bu kabil-i teshir olmayan ve bin derece ondan kuvvetli olan acib şeyleri teshir ediyorum ve fikir ve tedbirimle kendime itaat ettiriyorum deyip küfran-ı nimete sapmak, insaniyetin fıtrat-ı asliyesine zıd olduğu gibi, şiddetli bir azaba kendini müstahak eder.

       Kardeşlerim!

     Duanın en güzel, en latif, en leziz, en hazır meyvesi, neticesi şudur ki: Dua eden adam bilir ki, birisi var ki; onun sesini dinler, derdine derman yetiştirir, ona merhamet eder. Onun kudret eli her şeye yetişir. Bu büyük dünya hanında o yalnız değil; bir Kerim zât var, ona bakar, ünsiyet verir. Hem onun hadsiz ihtiyacatını yerine getirebilir ve onun hadsiz düşmanlarını def'edebilir bir zâtın huzurunda kendini tasavvur ederek, bir ferah, bir inşirah duyup, dünya kadar ağır bir yükü üzerinden atıp اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَم۪ينَ der.

     Dua, ubudiyetin ruhudur ve hâlis bir imanın neticesidir. Çünki dua eden adam, duası ile gösteriyor ki: Bütün kâinata hükmeden birisi var ki; en küçük işlerime ıttıla'ı var ve bilir, en uzak maksadlarımı yapabilir, benim her halimi görür, sesimi işitir. Öyle ise; bütün mevcudatın bütün seslerini işitiyor ki, benim sesimi de işitiyor. Bütün o şeyleri o yapıyor ki, en küçük işlerimi de ondan bekliyorum, ondan istiyorum.

      Kardeşlerim!

     Bilhâssa muztar olanların dualarının büyük bir tesiri vardır. Bazan o gibi duaların hürmetine, en büyük bir şey en küçük bir şeye müsahhar ve mutî olur. Evet, kırık bir tahta parçası üzerindeki fakir ve kalbi kırık bir masumun duası hürmetine, denizin fırtınası, şiddeti, hiddeti inmeye başlar. Demek dualara cevab veren Zât, bütün mahlûkata hâkimdir. Öyle ise, bütün mahlûkata dahi Hâlıktır.

     Dua eden adam anlar ki: Birisi var; onun hatırat-ı kalbini işitir, her şeye eli yetişir, her bir arzusunu yerine getirebilir, aczine merhamet eder, fakrına meded eder.

     İşte ey âciz insan ve ey fakir beşer! Dua gibi hazine-i rahmetin anahtarı ve tükenmez bir kuvvetin medarı olan bir vesileyi elden bırakma, ona yapış, a'lâ-yı illiyyîn-i insaniyete çık. Bir sultan gibi bütün kâinatın dualarını, kendi duan içine al. Bir abd-i küllî ve bir vekîl-i umumî gibi اِيَّاكَ نَسْتَع۪ينُ de. Kâinatın güzel bir takvimi ol.

 

     (Risale-i Nur Külliyatı’ndan)

 

 

 

Bu yazi 9940 defa gösterilmiştir.

Yorum yapabilirsiniz :

İsim
Eposta ( Sitede görünmeyecek )
Yorum
Doğrulama Kodu
Gönder

Yorumlar :

Henüz yorum yapılmamış.

Muhammed Doğan'ın (Molla Muhammed el-Mûşî el-Kersî) beyanatları Nurmend.com sitesinden başka bir platformda yayınlanmamaktadır. © 2014-2025 | Her hakkı saklıdır. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Nurmend - Şerhmend
0.216 sn. deSen
↑ Yukarı