tel tel tel
Kur'an-ı Kerim'den
Ey Resulüm! (Biz Seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.
(Enbiya, 21/107)
Hadîs-i Şeriflerden
Namazı benden gördüğünüz şekilde kılınız.
(Buhari, Ahâd 1)
Dualardan
Ellah sizlerden ebedî razı olsun, âmîn. Ve sizi, hizmet-i imaniye ve Kur'aniyede muvaffak eylesin, âmîn.
(Kastamonu Lahikası)
Vecîze
Bir kalb ve vicdan, fezâil-i İslâmiye ile mütezeyyin olmazsa, ondan hakikî hamiyet ve sadakat ve adalet beklenilmez.
Münâzarât

YE’SE DÜŞMEYİN

04.10.2019

#HaftanınHutbesi

 

وَتِلْكَ الْاَيَّامُ نُدَاوِلُهَا بَيْنَ النَّاسِۚ وَلِيَعْلَمَ اللّٰهُ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَيَتَّخِذَ مِنْكُمْ شُهَدَٓاءَۜ وَاللّٰهُ لَا يُحِبُّ الظَّالِم۪ينَ

 

Azîz Kardeşlerim!

Madem gece ve gündüz, mevsimler ve seneler, asırlar ve dehrler durmuyor, devamlı değişiyor. Buna bağlı olarak mevcudat-ı âlem devamlı tebeddül ve tagayyüre maruz kalıyor. Bu âlem, daimi bir surette mevt ve hayat içinde çalkalanıyor. Zıdlar devamlı bir surette birbiriyle çarpışıyor.

Âlemde tekvini olarak bu tasarruf ve icraat devam ettiği gibi; insanlık âleminde de teklifi olarak devam ediyor. İman ve küfür, hidayet ve dalalet, taat ve isyan, hayr ve şer birbiriyle devamlı bir surette çarpışıyor. Cenab-ı Hak, sırr-ı imtihanın gereği olarak bu dünyada kimi zaman kâfirlere, kimi zaman da mü’minlere galibiyet veriyor. Sünnetullah böyle cereyan ediyor. Öyle ise ey ehl-i iman! Ye’se düşmeyin. Zafer, İslam’ın ve Müslümanların olacaktır. Allahu Teâla şöyle buyuruyor:

وَتِلْكَ الْاَيَّامُ نُدَاوِلُهَا بَيْنَ النَّاسِ

“(Ve o günleri) öyle zafer, galibiyet, mağlûbiyet devrelerini (biz insanlar arasında döndürürüz.) Bir gün Müslümanlar kazanır veya kaybeder, diğer bir gün de kâfirler kazanır veya kaybeder. Zamanın hadiseleri, Müslümanların gâh lehine ve gâh aleyhine olarak meydana gelir. Bu hikmet gereğidir ve ayn-ı hikmettir.[1]

Evet Kur’an, bu ayet-i kerimelerle ehl-i imanı irşad edip diyor ki; madem bu âlemde hiçbir şey kararında kalmıyor. İnsanlık âleminde gördüğünüz küfür, şirk, inkâr, dalalet, şer ve isyan cereyanının hâkimiyeti de devam etmez. Bir gün iman, tevhid, hidayet, hayr ve taat cereyanı yeniden canlanacak ve bütün cihana hâkim olacaktır. İnşaallah! Ehl-i iman olarak Rabbimizin bu va’dine iman ve itimad etmişiz. Rahmet-i İlahiyeden umut kesilmez.

Her geceden sonra gündüzü, her kıştan sonra baharı getiren Kadir-i Zülcelâl, elbette küfür ve şirk gecesinden sonra iman ve tevhid sabahını; şer ve isyan kışından sonra da hayr ve taat baharını getirebilir. Zira kanun-u Rabbanî birdir. Bütün ef’al-i İlahiye, o kanunlara bağlı olarak cereyan eder. Bu hal, böyle devam etmez.

Öyle ise ey ehl-i iman! Siz, imanınızı taklidden tahkike çıkarınız. Amel-i salih ve takva dairesinde bulununuz. İstikametten ayrılmayınız. Bid’at ve dalalete tarafdar olmayınız. Ehl-i küfür ve nifakın zahiri muvaffakiyetine aldanmayınız. Kur’an’ın nassıyla bu bir istidracdır ve muvakkattır.

Sırr-ı imtihan gereği dünya, tekvini olarak gece ve gündüzsüz, kış ve yazsız olmadığı gibi; teklifi olarak da mü’minsiz ve kâfirsiz olamaz. Her asırda ehl-i iman ile ehl-i küfür, dünya denilen bu imtihan ve tecrübe meydanında beraber bulunacaklar, iman ve küfür mücadelesi, kıyamete kadar devam edecektir.

Âlemdeki tekvini ve teklifi bu icraatların hepsi, “yevm” tabir edilen yirmi dört saatten doğuyor. Bütün hadisat-ı âlem, ondan kaynaklanıyor. Allah (c.c), lütfu ve kahrı birbirine karıştırmış. İsmini dünya koymuş. Bir gün gelecek, lütuf ile kahr, Cennet ve Cehennem suretinde tasfiye edilecektir.

 


[1] Al-i İmrân, 3:140.

 

Bu yazi 2285 defa gösterilmiştir.

Yorum yapabilirsiniz :

İsim
Eposta ( Sitede görünmeyecek )
Yorum
Doğrulama Kodu
Gönder

Yorumlar :

Henüz yorum yapılmamış.

Muhammed Doğan'ın (Molla Muhammed el-Mûşî el-Kersî) beyanatları Nurmend.com sitesinden başka bir platformda yayınlanmamaktadır. © 2014-2023 | Her hakkı saklıdır. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Nurmend - Şerhmend
0.255 sn. deSen
↑ Yukarı