tel tel tel
Kur'an-ı Kerim'den
İşte Rabbin, zulümkar memleket ahalisini yakaladığında böyle yakalar. Doğrusu O’nun yakalaması pek elem vericidir, çok şiddetlidir.
(Hud, 11/102)
Hadîs-i Şeriflerden
Günlerin en faziletlisi Cuma günüdür. Bu sebeple o gün bana çok salat ve selam getiriniz. Zira sizin salat ve selamınız bana takdim edilir.
(Ebu Davud, Salat 201)
Dualardan
Cenab-ı Hak, sizleri ve sizin gibileri Kur'an hizmetinde sabit-kadem ve fedakâr ve kemal-i sadakatta daim ve muvaffak eylesin, âmîn.
(Barla Lahikası)
Vecîze
Her gün yirmi dört saat sermaye-i hayatı Hâlıkımız bize ihsan ediyor. Tâ ki, iki hayatımıza lâzım şeyler o sermaye ile alınsın.
Şuâlar
  • Önsöz
  • İçindekiler
  • Soru-Cevap
  • بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

    اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَم۪ينَ وَ الصَّلَاةُ وَ السَّلَامُ عَلٰى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَ عَلٰى اٰ لِهِ وَ صَحْبِهِ اَجْمَع۪ينَ

     

    Bu eseri neşr ederken, mühim ba‘zı esâsları beyân etmeyi münâsib görüyoruz: 

    Evvelâ: “Menâkıb-ı Hulûsiyye”yi neşr etmekteki en mühim gáyemiz, Üstâd Bedîuzzamân Hazretleri’nin birinci talebesi olan ve hayâtının sonuna kadar ihlâsda birinciliği muhâfaza eden Hacı Hulûsí Bey’in, hizmet-i Kur’âniyyede mazhar olduğu bir kısım hárikaları ve ikrâmât-ı İlâhiyyeyi izhâr etmektir. Zîrâ, Üstâdımız, Hacı Hulûsí Bey’e hıtáben şöyle buyurmuştur: “Neşr-i envâr-ı Kur’âniyyedeki muvaffakıyyetin ve gayretin ve şevkın bir ikrâm-ı İlâhîdir, belki bir kerâmet-i Kur’âniyyedir, bir inâyet-i Rabbâniyyedir. Sizi tebrîk ediyorum.”

    “İşte kardeşim, hem senin hakkında, hem benim hakkımda, bâ-husús Kur’ân hakkındaki hizmetimizde eskiden beri gördüğüm ve yazdığım ihsânât-ı İlâhiyye bir ikrâmdır; izhârı, tahdîs-i ni‘mettir.” [1] 

    İşte, Üstâdımızın mezkûr ifâdeleriyle te’yîd edilen Hacı Hulûsí Bey’in mazhar olduğu ikrâmât-ı İlâhiyye ve inâyet-i Rabbâniyyeyi, bâ-husús o zâtın istikbâle áid gaybî hâdiselerden bahs etmesi gibi ba‘zı kerâmât-ı Kur’âniyyeyi beyân etmek, tahdîs-i ni‘mettir. Dolayısıyla, biz bu eserimizde, Hacı Hulûsí Bey merhûmun, gerek Üstâd Bedîuzzamân Hazretlerinin zamânında ve gerekse o zâtın vefâtından sonra mazhar olduğu ba‘zı hárika halleri serd etmek súretiyle Üstâdımızın yukarıda zikr edilen cümlelerini şerh ve îzáh etmeye çalıştık.  

    Sâniyen: Bu hátıraları neşr etmekteki bir başka gáyemiz, Molla Muhammed ve arkadaşlarının hizmet-i Kur’âniyyedeki muvaffakıyyetlerinin de bir ikrâm-ı İlâhî ve bir inâyet-i Rabbâniyye olduğunu, Hacı Hulûsí Bey’in ifâdeleri ile te’yîd etmektir. O zâtın bu cemâate, hássaten Molla Muhammed’e sarâhaten iltifâtları ve teveccühleri ve onlar hakkında söylediği taltífkârâne sözleri ve mektûbları olduğunu bir nebze göstermek ve dolayısıyla bu zâtların Kur’ân, hadîs, icmâ‘ ve kıyâs-ı fukahâya dayanan istikámetli hizmetlerine ümmetin dikkatini çekmektir. Hacı Hulûsí Bey, Molla Muhammed ve hizmeti hakkında gaybî ba‘zı işâretlerde bulunmuş, o işâretlerin kısm-ı ekserîsi vukú‘ bulmuştur. Bu da, o zât hakkında bir ikrâm-ı İlâhîdir. İşte, biz bu eserde, Hacı Hulûsí Bey’in mazhar olduğu bu nev‘í ikrâmât-ı İlâhiyyeyi de Üstâdımızın yukarıdaki mektûbunun îzáhı sadedinde zikr ediyoruz ve bu meyânda Molla Muhammed ve arkadaşlarının müşâhedelerini bu ikrâmât-ı İlâhiyyenin bir izhârı ve tahakkuku olarak serd ediyoruz.        

    Sâlisen: Hacı Hulûsí Bey’in, Molla Muhammed ve arkadaşlarına bu eserin içindeki menkıbelerde dile getirilen iltifât ve teveccühü, onların şahsí kemâlâtları cihetiyle değildir. Belki bu zât nûrânî ferâsetiyle, ileride bu eşhásın, ehl-i hak dâiresinde Kur’ân’a hizmetlerini keşf etmiştir. Risâle-i Nûr’u şerh ve îzáh ederek doğru anlaşılır hâle gelmesini te’mîn edip, ümmetin yanlış mecrâlara sevkıne sebeb olabilecek te’vilât-ı fâsideleri önleyeceklerini, en mu‘dal ve müşkil mesâil-i dîniyyeyi ve nûriyyeyi vuzúha kavuşturacaklarını ve Üstâdlarının aynı tarz-ı hizmetlerini devâm ettireceklerini, ikrâm-ı İlâhî olarak ma‘nen müşâhede etmiş, öyle iltifât etmiştir. Öyle ise, bu eseri yazmaktaki gáyemiz, Molla Muhammed ve arkadaşlarının şahsıyyetini nazara vermek değil; belki Hacı Hulûsí Bey’in, Üstâdımızın bahs ettiği ikrâmât-ı İlâhiyyeye mazhariyyetini ve záhir kerâmâtını tahdîs-i ni‘met nev‘ınden i‘lân ve izhâr etmektir. 

    Netîce-i kelâm: Neşr ettiğimiz bu eserde yer alan muhâverât ve hátırâtta, Müslümânlar için, ehl-i ilim için ve bi’l-hássa talebe ile hóca arasındaki münâsebetler için, alınacak çok dersler ve ibretler vardır. Bu eserin istifâdeye medâr olmasını Rabb-i Rahîm’imizden temennî ve niyâz ediyoruz.  وَالسَّلاَمُ عَلىٰ مَنِ اتَّبَعَ الْهُدٰى  Mektûbât, 9. Mektûb, s. 41-42 (Zehra Yay).

  • Birinci Bölüm: Muhammed Doğan (Molla Muhammed el-Kersî)'nin Kendisine Üstad Olarak Kabul Ettiği Hacı Hulûsi Bey İle Olan Hatıraları

    • Hacı Hulûsi Bey: "Bu Mollaya karışma. Bu Molla manevî imamdır."
    • Hacı Hulûsi Bey: "Ben bu zâtı evliyâ-yi âzimeden görüyorum..."
    • Hacı Hulûsi Bey:"Bir zaman gelecek, bu Molla'nın hepinize menfaati olacak."
    • Dokuzuncu Şua'ın Dokuz Âli Makamı'nın Yazılmasına Hangi Dua Sebep Oldu? 
    • Hacı Hulûsi Bey:"Dikkat dikkat! Bu Molla, haddini aşanları tokatlar."

    İkinci Bölüm: Muhammed Doğan (Molla Muhammed el-Kersî)'nin Arkadaşlarının Hacı Hulûsi Bey İle Olan Hatıraları

    • Hacı Lütfü Havuz'dan rivâyetle... Hacı Hulûsi Bey: "Bu zâtın ilmi de derecesi de bizden yüksektir."
    • Hacı Lütfü Havuz'dan rivâyetle... Hacı Hulûsi Bey: "Molla Muhammed-i Muşî'yi dinleyin."

    ....ve daha fazlası Tahşiye Yayınları - Menâkıb-ı Hulûsiyye kitabında.

     

  • Soru sorabilmek için üyelik girişi yapınız.

Muhammed Doğan'ın (Molla Muhammed el-Mûşî el-Kersî) beyanatları Nurmend.com sitesinden başka bir platformda yayınlanmamaktadır. © 2014-2023 | Her hakkı saklıdır. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Nurmend - Şerhmend
0.120 sn. deSen
↑ Yukarı