tel tel tel
Kur'an-ı Kerim'den
İşte Rabbin, zulümkar memleket ahalisini yakaladığında böyle yakalar. Doğrusu O’nun yakalaması pek elem vericidir, çok şiddetlidir.
(Hud, 11/102)
Hadîs-i Şeriflerden
Günlerin en faziletlisi Cuma günüdür. Bu sebeple o gün bana çok salat ve selam getiriniz. Zira sizin salat ve selamınız bana takdim edilir.
(Ebu Davud, Salat 201)
Dualardan
Cenab-ı Hak, sizleri ve sizin gibileri Kur'an hizmetinde sabit-kadem ve fedakâr ve kemal-i sadakatta daim ve muvaffak eylesin, âmîn.
(Barla Lahikası)
Vecîze
Her gün yirmi dört saat sermaye-i hayatı Hâlıkımız bize ihsan ediyor. Tâ ki, iki hayatımıza lâzım şeyler o sermaye ile alınsın.
Şuâlar
  • Önsöz
  • İçindekiler
  • Soru-Cevap
  • بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

    Mürettib ve Nâşir: el-Hâc Molla Muhammed Ali Doğan / Ders yapma usûlü, Risâle-i Nur’daki metinlerin izahında takip edilecek yol, dikkatleri Kurân ve sünnete çekmenin ehemmiyeti. Dersin anlaşılması için yapılması gerekenler. Merhum Hacı Hulûsi Yahyagil’in pek çok tavsiyesi ve hayat tecrübesinin yer aldığı eser, tam bir elaltı kitabı.

    El-Hâc İbrahim Hulûsi Yahyagil’in derslerinden derlenmiştir)

    Nûr’un birinci talebesi ve muhâtabı El-Hâc İbrâhîm Hulûsî Bey’in derslerinden alınan notları bir araya getirerek bir kitâb hâlinde neşretme bahtiyârlığına nâil olduğumuz için, Rabb-i Rahîm’imize hadsiz şükürler olsun.

    Bu zât, ehl-i Kur’ân ve ehl-i irfân olması hasebiyle;

    فَسَْلُوا اَهْلَ الذِّكْرِ اِنْ كُنْتُمْ لَاتَعْلَمُونَ


    “Eğer bilmiyorsanız, bilenlere sorun.”1 âyet-i kerîmesinin sırrına mazhar idi. Elhâk, o zât-ı nûrânî, Risâle-i Nûr gibi îmân-ı tahkíkí dersini veren hakíkatlı bir tefsîr-i Kur’ân’ın birinci muhâtabı olmakla âyet-i kerîmede ifâde edilen اَهْلَ الذِّكْرِ zümre-i nûrânîsinde dâhil olduğu ehlince musaddaktır. İşte bu âyetin emrine imtisâlen bu zâtın derslerine ve sohbetlerine mürâcaat ediyoruz.

    Evet, bu zât, neşredeceğimiz bu eserde de görüleceği üzere, derslerinde ve sohbetlerinde Kur’ân-ı Kerîm’den ba’zı ây-etlerin meâlini okurdu. Bunu, “Mevâkib” adlı muhtasar bir tefsîrden ta’kíb ederdi. Kezâ, derslerden önce bizzât hadîs kitâblarından bir mikdâr hadîs-i şerîf meâlini okurdu. Ba’zan da ihtiyâca binâen fıkhî mesâil üzerinde dururdu. Daha sonra Risâle-i Nûr’u ders verirdi.

    Âdetâ bu ders metoduyla Risâle-i Nûr’un anlaşılması için bir ihzâriyye yapardı. Çünkü, an’ane-i İslâmiyye böyle gelmiştir. Hiçbir mürşid ve hiçbir âlim, Kur’ân, hadîs ve fıkhı tedrîsâtlarında eksik etmemişlerdir. Haddizâtında dîne hizmet de, bunları okumak ve okutmakla mümkündür. Zîrâ, dîn, iki temel kaynak olan Kur’ân ve Hadîs’ten ibârettir. Tefsîr ve fıkıh başta olmak üzere diğer kütüb-i İslâmiyye ise, bu iki kaynağın açıklaması ve hádimidir. Bu sebeble sâir kütüb-i İslâmiyye, Kur’ân ve Hadîs’in tefsîri niyeti ile okunmalı ve aslâ onların yerine geçmemelidir.

    İşte hakíkatbîn olan bu zât-ı nûrânî, mezkûr hakíkatten dolayı derslerinde böyle bir metodu ta’kíb ederdi. Kezâ bu zât, ehl-i Kur’ân ve ehl-i ilim olduğundan, da’vânın ve ilmin her cebhesi ile alâkadârdı. Bu sebeble derslerinde başta Kur’ân, hadîs, fıkıh ve Risâle-i Nûr ile berâber ba’zan büyük zâtların ve ulemâ-i İslâm’ın hikmetli sözlerinden, hayâtların-dan, mücâdele ve mücâhedelerinden de bahsederdi. Ba’zan da dersin anlaşılabilmesi ve dinleyicilerin dikkatlerinin cezb edilebilmesi için ibretli bir temsîl vermek ve mâcerâ-yı hayâtından ba’zı hâtırâtı zikretmek sûretiyle derse ayrı bir renk katardı. Hem Hacı Hulûsî Bey, derslerinde hikmet ve maslahata binâen ba’zı eşhâsa özel iltifatta bulunurdu.

    İşte böyle bir tedrîsât şekli, irşâdın gereğidir. Çünkü, insân küllî ve câmi’ bir varlık olduğundan pek çok âlât ve cevârih ile, pek çok isti’dâd ve hissiyyât ile techîz edilmiştir. Herbirinin ayrı ayrı istek ve arzuları vardır. Demek, insân, ilmin -zâhirî olsun bâtınî olsun- bütün envaıyla alâkadârdır. Akıl ve rûhu da bunlara şiddetle muhtâctır. Hem o zât-ı merhûm, bu şekildeki bir ders metoduyla; “İlim, mü’minin yitik malıdır. Onu nerede bulsa, o ilmi almaya mü’min daha çok hak sâhibidir” hadîs-i şerîfinin ma’nâsını; ilim ve irfân, hak ve hakíkatın inhisâr altına alınamayacağını ve hiçbir hatıra fedâ edilemeyeceğini ta’lîm ederdi.

    İşte böyle bir ders metodunu öğrenip tatbîk etmek maksadıyla bu eseri neşrediyoruz.

    Hem,

    قيدوا العلم بالكتابة
    “İlmi, yazmak sûretiyle kaydediniz.” káidesince ilmi, muhâfaza etmektir. Zîrâ, ilim, yazmakla kaydedilir.

    Hem

    افة العلم النسيان


    “İlmin âfeti, unutmaktır.” hadîs-i şerîfi de, ilmi unutmamak için yazı ile onu muhâfaza etmeyi bize ders vermektedir. Mezkûr káide ve hadîs-i şerîfe binâen Hacı Hulûsî Bey merhûm kendisi cemâatine derslerde not almalarını emreder ve, “Bir şey duyduğunuz zamân, fâideli ise kitâbetle not ediniz ki zâyi’ olmasın.” tavsiyesinde bulunurdu. Cemâat de bu emre imtisâlen derslerde not alırdı. İşte elinizdeki bu eser, o zâtın derslerinde alınan notların bir mahsûlüdür. Bu notlar incelenmiş ve aslı muhâfaza edilerek yazılmıştır. Bununla berâber, sıhhatli not alınamayan ba’zı cümleler düzeltilmiş ve ba’zı yerler de anlaşılmadığından alınmamıştır.

    Bu eserin neşrindeki başka bir gáyemiz de; îmân ve Kur’ân derslerinde ba’zı notlar almak ve yazmak sûreti ile öğrendiklerimizi muhâfaza altına almak ve bizden sonrakilere bu ilim mîrâsını bırakma lüzûmunu ihsâs ettirmektir.

    Tevfîk ve hidâyet Ellah’tandır.

    1 Nahl, 43.

    • Üstâd ile talebelerinin ders başında durumları nedir? 9
    • Üstâd, "Uhuvvet Risâlesi" olan "22. Mektûb"u ne maksadla yazıyor? 14
    • Hacı Hulûsî Bey neden, "Benden sonra şu Molla Muhammed-i Muşî'yi dinleyin!" dedi? 16
    • Hacı Hulusî Bey, Hz. Ali ve Şâh-ı Geylânî (ra)'yü nerede gördü? 17
    • Üstâd'dan sonra irşâd vazîfesi kime verildi? 18
    • Risâle-i Nûr'da eksik kalan yerleri te'lîf edecek zâtı neler bekliyor? 26
    • Bir ni'met-i İlâhiyye olan Risâle-i Nûr'un şükrü nasıl edâ edilir? 28
    • Bu hizmetin hâdimleriyle uğraşanların sonu ne olacak? 31
    • Hacı Hulusî Beyi 1977'de öfkelendiren hâdise neydi? 35
    • "Sarıklı genç zuhûr etmiş midir? 51
    • "Risâle-i Nûr'u okuyan herkes îzâh edebilir mi?" 51
    • "Ben bu Molla'ya evliyâ-i azîme nazarıyla bakıyorum." 55
    • Âlim olmak için asgarî düstûrlar nedir? 69
    • Hulûsî Bey, Molla Muhammed'le niçin bu kadar alâka-dârdı? 70
    • Kabrin karanlık ve yalnızlığını giderecek iki arkadaş nedir? 75
    • Hakîkî mürşid kime denir? 82
    • Şahsıyyet-i ma'neviyyenin meziyyet ve fâideleri nelerdir? 86
    • Risâle-i Nûr talebelerinin başka kitâb okumaları yasak mıdır? 86
    • Hadîsde ta'rîf ve kasd edilen Mehdî kimdir? 94
    • Nûr talebeleri Hacı Hulûsî Bey'i hayâtta iken niçin râhat bırakmadılar? 97
    • Hacı Hulûsî Bey niçin, "Himmet Muş'a!" diyordu? 98
    • Namâzda feyiz almanın ve huzûr bulmanın sebebleri 100
    • Kişiye îmânın zevkıni tattıran üç haslet-i hamîde nedir? 104
    • Hacı Hulûsî Bey, Molla Muhammed'in vasfı ve yaşı hakkında ne dedi? 105
    • Hulûsî Bey, Muş'a geldiklerinde Molla Muhammed'e hıtâben ne buyurdu? 113
    • Sekerâttaki bir insân için neler yapılmalı? 121
    • Hacı Bey, bî-namâz komutanını nasıl namâza başlattı? 124
    • Üstâdla Hacı Bey arasındaki hayret veren irtibâtın sırrı nedir? 125
    • Siyâset, Risâle-i Nûr mesleği için nasıl dehşetli bir urdur? 126
    • Bu derslerin ulaşması için şunun bunun ayağına gitmek doğru mu? 133
    • Lâhika Mektûbları, "Risâle-i Nûr" diye okunabilir mi? 140
    • Molla Muhammed, Hacı Hulûsî Beyin nazarında nasıl bir zâttır? 142
    • Yûnus (as)'ın münâcâtı, kapanan hac yolunu nasıl açtı?143
  • Soru sorabilmek için üyelik girişi yapınız.

Muhammed Doğan'ın (Molla Muhammed el-Mûşî el-Kersî) beyanatları Nurmend.com sitesinden başka bir platformda yayınlanmamaktadır. © 2014-2023 | Her hakkı saklıdır. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Nurmend - Şerhmend
0.117 sn. deSen
↑ Yukarı